- yazar Egecan Korkmaz
- açık 23 Kas, 2025
Ziraat Bankası, 31 Ekim 2025'te 509 milyon dolar ve 413 milyon euro olmak üzere toplam 988 milyon dolar tutarında, 367 gün vadeli bir dış kaynak temini gerçekleştirdi. Bu işlem, Türkiye’de bir banka tarafından gerçekleştirilmiş en yüksek tutarlı sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredisi olarak tarihe geçti. 31 farklı uluslararası bankanın katılımıyla yapılan bu finansman, sadece bir işlem değil, Türkiye ekonomisine yönelik küresel güvenin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Piyasa tepkisi, beklenenden bile daha güçlü oldu: kredinin talebi, bankanın başlangıçta hedeflediğinden %40 fazla oldu.
Yılın İkinci Rekoru: 2,7 Milyar Dolarlık Toplam Sendikasyon
Bu yeni krediyle, Ziraat Bankası 2025 yılı içinde toplam 2,7 milyar dolar sendikasyon kredisi sağlamış oldu. Yılın ilk yarısında 1,7 milyar dolarlık bir işlem yapmıştı; şimdi ise aynı yıl içinde ikinci kez rekor kırdı. Genel Müdür Alpaslan Çakar, "Dünya ticaretindeki belirsizlikler artarken, aynı yıl içinde iki kez bu kadar büyük bir finansmanı gerçekleştirmek, uluslararası piyasaların bize ve Türkiye’ye olan güvenini açıkça gösteriyor," dedi. Bu başarının arkasında, bankanın dengeli bilanço politikası ve şeffaf sürdürülebilirlik hedefleri yatıyor.
Neden Bu Kredi Öne Çıkıyor?
İşlemde dikkat çeken nokta, sadece tutar değil, amaç. Bu kredi, sürdürülebilir tarım projeleri ve düşük karbonlu ekonomiye geçiş için kullanılacak. Performans kriterleri olarak, krediyle finanse edilen projelerin karbon salınımını %15 azaltması ve tarımsal su verimliliğini artırmaları zorunlu hale getirildi. Bu, Türkiye'de bir bankanın dış finansmanını doğrudan iklim hedefleriyle bağlamasının ilk örneklerinden biri. Çakar, "Bu para, sadece bir hesap kalemi değil, geleceğin tarımını finanse ediyor," dedi.
Kredi, iki ayrı dilimde verildi: 509 milyon dolarlık kısım ABD doları, 413 milyon euroluk kısım ise Avrupa piyasalarından sağlandı. Bu çeşitlendirme, döviz riskini azaltmayı amaçlıyor. Vade 367 gün — bir yılın neredeyse tamamı — bu da bankanın uzun vadeli planlamaya odaklı olduğunu gösteriyor. 31 bankanın katıldığı bu sendikasyon, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda ve Singapur’dan kurumlar da dahil olmak üzere 7 farklı coğrafyadan katılımcı içermekte.
İçerideki Güven, Dışarıdaki İtibar
Ziraat Bankası, 1863’te kurulmuş, Türkiye'nin en eski ve en büyük kamu bankası. 2025 itibarıyla aktif varlıkları yaklaşık 1,5 trilyon Türk lirası seviyesinde. Ancak bu rekor, sadece içsel büyümeyle değil, uluslararası itibarla da ilgili. Finansal analistler, bu işlemin Türkiye’nin kredi notlarını etkileyeceğini söylüyor. "Bu tür büyük, sürdürülebilirlik odaklı finansmanlar, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye bakış açısını yavaş yavaş değiştiriyor," diyor İstanbul Finans Akademisi’nden Dr. Elif Yılmaz. "Bir bankanın bu kadar büyük bir krediyi, iklim hedefleriyle bağlaması, sadece finansal değil, etik bir karar."
Bankanın bu stratejisi, Avrupa Birliği’nin yeşil finansman standartlarıyla tam uyumlu. 2026 itibarıyla AB, Türkiye’den dış finansman alacak kurumların ESG (Çevre, Sosyal, Yönetim) kriterlerini karşılamasını zorunlu kılacak. Ziraat Bankası, bu değişimin öncüsünü olma yolunda adımlar atıyor. "Biz, kuralı beklemiyoruz. Kuralı yazıyoruz," diye özetliyor Çakar.
Kimler Kazanıyor?
Yalnızca banka değil. Türkiye’nin küçük ve orta ölçekli tarım işletmeleri de kazanıyor. Bu krediyle finanse edilecek projeler arasında, sulama sistemlerinin yenilenmesi, biyolojik gübre üretimi ve rüzgâr enerjisiyle çalışan soğutma depoları yer alıyor. 2025 yılında yalnızca 127 tarım işletmesi bu projelere dahil oldu. Hedef, 2026 sonuna kadar bu sayıyı 500’e çıkarmak. "Bir çiftçinin bu krediyle bir rüzgâr türbini kurması, onun sadece verimini değil, gelirini de iki katına çıkarıyor," diyor Türkiye Tarımsal Kalkınma Vakfı Başkanı Mehmet Demir.
Reel sektör de etkileniyor. Otomotiv, tekstil ve gıda sektöründeki yatırımlar, düşük karbonlu üretim teknolojileriyle modernize edilecek. Bu, Türkiye’nin ihracat ürünlerine ekstra değer katıyor. "Almanya’dan bir otomobil üreticisi, Türkiye’den aldığı parçaların karbon ayak izini sorguluyor. Şimdi bu krediyle, biz ona sadece parça değil, yeşil belge de sunuyor," diyor bir Ankara merkezli üretici.
Ne Bekleniyor?
2026’da Ziraat Bankası, ikinci bir sürdürülebilirlik kredisi planlıyor. Bu kez, maliyeti daha da düşürmek için yenilenebilir enerji projeleriyle bağlantılı bir yeşil bono çıkarılması düşünülüyor. Ayrıca, banka, bu tür finansmanları küçük ve orta ölçekli işletmelere de açmak için bir dijital platform geliştirmeye başladı. "Küçük çiftçinin de bu krediden faydalanabilmesi, hedefimiz," diyor Çakar.
Yeni bir trend başlıyor: Türkiye’deki kamu bankaları, sadece kredi vermiyor; küresel iklim hedeflerini destekliyor. Ziraat Bankası, bu trendin öncüsü. Ve bu, sadece bir finansman değil, bir dönüşüm.
Sık Sorulan Sorular
Bu kredi, Türkiye ekonomisine nasıl katkı sağlıyor?
Bu 988 milyon dolarlık kredi, Türkiye’nin dış ticaretini destekleyerek döviz girdilerini artırıyor. Özellikle sürdürülebilir tarım projeleriyle, ihracat potansiyeli olan ürünlerin üretim maliyeti düşüyor. Bu da Türkiye’nin küresel pazarlarda rekabet gücünü artırıyor. Aynı zamanda, 31 uluslararası bankanın katılımının sağlanması, Türkiye’ye yönelik yabancı yatırımcı güvenini artırıyor.
Sürdürülebilirlik kredisi ne demek ve nasıl işliyor?
Sürdürülebilirlik kredisi, sadece para vermekle kalmaz, aynı zamanda projelerin çevresel ve sosyal etkilerini ölçer. Ziraat Bankası, bu krediyi alan projelerin karbon salınımını azaltması, su verimliliğini artırması ve biyolojik yöntemler kullanmasını şart koşuyor. Başarısız olan projeler için ödeme şartları revize ediliyor. Bu, bankanın sadece kredi veren değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik denetçisi olma yolunda attığı bir adım.
Neden bu kadar çok uluslararası banka katıldı?
Uluslararası bankalar, Türkiye’nin ekonomik istikrarını ve Ziraat Bankası’nın şeffaf yönetimini görüyor. Ayrıca, bu kredi, Avrupa Birliği’nin yeşil finansman standartlarıyla uyumlu. Bu nedenle, bankalar kendi ESG raporlarını güçlendirmek için bu projeye yatırım yapıyor. Aynı zamanda, Türkiye’nin düşük faizli döviz kaynaklarına erişimi, onlar için de cazip bir fırsat.
Bu kredi, küçük çiftçilere nasıl ulaşacak?
Ziraat Bankası, bu krediyi doğrudan küçük çiftçilere vermiyor, ancak tarımsal kooperatifler ve üretim birlikleri aracılığıyla ulaştırıyor. Örneğin, bir çiftçi grubu bir rüzgâr türbini almak için birlikte kredi başvuruyor. Banka, bu gruplara teknik destek ve eğitim de sunuyor. 2026’da 500’ü geçmesi hedeflenen bu projeler, 10 bin çiftçiyi doğrudan etkileyecek.
Bu tür finansmanlar gelecekte daha yaygın olacak mı?
Evet. Türkiye’nin 2053 hedefleri ve AB uyum süreci, sürdürülebilir finansmanı zorunlu hale getiriyor. Ziraat Bankası’nın bu rekoru, diğer kamu ve özel bankalar için bir model oldu. Halkbank ve Vakıfbank bile benzer krediler için plan yapıyor. Gelecek 3 yılda, Türkiye’de yıllık 5 milyar doları aşan sürdürülebilir kredilerin verileceği öngörülüyor.
Ziraat Bankası’nın bu başarısı, Türkiye’nin kredi notunu etkileyecek mi?
Etkileyecek. S&P ve Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu şu anda dengeli olarak değerlendirmekte. Ancak, bu tür büyük, şeffaf ve sürdürülebilir finansmanlar, kredi notu yükseltme sürecini hızlandırabilir. Özellikle, uluslararası bankaların Türkiye’ye güvenini göstermesi, kredi derecelendirme kuruluşları için güçlü bir sinyal. Not yükselişi, daha düşük faizlerle dış borçlanma imkanı sağlar.